Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısı kararlarını ve sonuçlarını duyurdu

Kabine Toplantısı, Bakanlar Kurulu'nun katılımıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Cumhurbaşkanllğı Külliyesi'nde gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Türkiye'de yeni anayasa için gerekli siyasi atmosferin oluştuğunu belirterek "Ülkemizi darbe mahsulü mevcut anayasasından hep birlikte kurtaralım istiyoruz." ifadesini kullandı.

GÜNCEL - 1 yıl önce

Yeni Bakanlar Kurulu'nun oluşturulmasının ardından ikinci Kabine Toplantısı dün gerçekleştirildi. Yaklaşık 8 saat süren Kabine Toplantısı'nın ana gündem maddesi ekonomi oldu. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirdi.

Erdoğan, Kabine Toplantısı'nda Dışişleri Bakanı haricinde bütün Bakanların hazırlıklarını etraflıca anlatma imkanı bulduğunu belirtti. Erdoğan, "Dışişleri Bakanımı da ayrıca dinleyeceğim tabi. Bir de yine şu 2, 3 gün içerisinde Bakan arkadaşlarımın yardımcılarıyla ilgili hazırlıklarını kendilerinden dinleme fırsatım olacak." dedi.

28 Mayıs seçiminin üzerinden 10 gün geçmeden yürütme organındaki görevlendirmelerin tamamlandığını söyleyen Erdoğan, "Hiçbir sorun yaşanmadan, hiçbir gecikmeye mahal vermeden Türkiye Yüzyılı'nı inşa edecek kadroları belirledik. 16 Nisan 2017 referandumuyla ülkemize kazandırdığımız yeni yönetim modelimizin avantajlarını böylece bir kez daha tecrübe ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türk siyasetinde gerçekleştirdiği tarihi dönüşümü tekrar görme imkanı bulduk. Yaklaşık 3 ay süren seçim belirsizliğinin, sandıkların kapanmasıyla birlikte tamamen geride bırakılması çok önemli bir başarıdır." diye konuştu.

Türkiye'nin 3 Kasım 2002 seçimleriyle elde ettiği siyasi istikrar ortamının, yeni sistem sayesinde artık kurumsallaştığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk siyasi tarihine baktığımızda, başlı başına bu bile büyük bir devrimdir. Haftalar boyunca koalisyon görüşmelerinin sürdüğü, siyasi partiler arasında 'al gülüm ver gülüm' pazarlıklarının döndüğü, mutabakata varılamadığı için sürekli krizlerin çıktığı, esnafın, çiftçinin, işçinin, iş dünyasının bir türlü önünü göremediği, yani siyaset rayına girmediği için ülkenin de toparlanamadığı eski günler, hamdolsun tamamen geride kalmıştır. Seçim gecesi sonuçların belli olmasıyla, 'Türkiye'yi kimin yöneteceği' sorusunun cevabı da netleşmiştir. Aynı şekilde 3-5 ayda hükümetlerin değiştiği dönemler de sona ermiştir. Türkiye'ye vakit ve enerji kaybettiren ne varsa artık tarih olmuştur."

"MİLLETİMİZ ESKİ SİSTEME DÖNÜŞ ÖNERİLERİNİ REDDETMİŞTİR"

Başkan Erdoğan, "Milletimiz, 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta iki kez ortaya koyduğu iradesiyle, eski sisteme dönüş önerilerini reddetmiştir. Parlamenter sistem tartışmaları bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle karşılamamızın faydalarını inşallah zamanla daha iyi göreceğiz." diye konuştu.

Türkiye'nin hedeflerine daha hızlı koşacağını, asırlık hayallerini daha süratli gerçekleştireceğini, zorlukların üstünden daha kısa sürede geleceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Asırlık hayallerimizi daha süratli gerçekleştireceğiz. Projelerimizi, planlarımızı daha kısa sürede hayata geçireceğiz. Zorlukların, engellerin üstesinden çok daha kolay geleceğiz. Vatandaşımızın hayatına dokunan hizmetleri daha çok artıracağız. Vatanımızın bekasına yönelik saldırıları daha kararlı püskürteceğiz. Terör örgütleriyle içeride ve dışarıda daha kararlı mücadele edeceğiz. Türkiye'nin hak ve hukukunu küresel planda daha cesur savunacağız. 'Dünya Beşten Büyüktür' iddiamızı daha gür bir sedayla dillendireceğiz. Bölgemizin barış ve istikrarına daha etkin bir şekilde katkıda bulunacağız. Demokrasi, hak ve özgürlükler alanındaki reformlarımıza daha sıkı sahip çıkacağız. Türkiye Yüzyılımızı inşa ederek, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıma vizyonumuzu daha hızlı gerçeğe dönüştüreceğiz."

"Bugün, dünden daha güçlü, daha öz güvenli bir duruş sergileyebiliyorsak, bunu yeni yönetim sistemimizin sağladığı kazanımlara borçluyuz." ifadesini kullanan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bugün, geçmişe göre her alanda iddia sahibi bir ülke konumuna geldiysek, siyasi istikrarımızı korumamız sayesindedir. Siyasette güven ve istikrar, ekonomiden diplomasiye her alanda başarının anahtarıdır. Türkiye, 2002 öncesinde her ikisinin eksikliğinin faturasını çok ağır ödemiş bir ülkedir. Bugün hatırlamak dahi istemediğimiz pek çok sıkıntının temelinde siyasette güven ve istikrar açığı vardı. Biz, 2002'den itibaren güven ve istikrarı tahkim eden hamlelerimizle, işte bu açığı kapattık. Türkiye'yi sadece prangalarından kurtarmadık, aynı zamanda gücünü tam kapasite kullanabileceği bir iklime kavuşturduk."

"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ'YLE KAZANIMLARI KALICI HALE GETİRDİK"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ise tüm bu kazanımların kalıcı hale getirildiğini vurgulayan Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

"Eski Türkiye'nin sorunlarını bilen vatandaşlarımız, yeni sistemin kıymetini de çok iyi biliyor. Aynı şekilde yıllarca hak etmedikleri gücü kullananlar da her fırsatta yeni sistemden duydukları rahatsızlığı ortaya koyuyor. Son seçimler, bunun en müşahhas örneğini teşkil etmiştir. Millet oyunu görmüş, sandıkta son sözünü söylemiş ve kararını vermiştir. Muhalefetin de hakikatleri görmesini ve kabullenmesini temenni ediyoruz. Unutmayalım ki iktidarı ve muhalefetiyle siyaset kurumunun asli görevi, seçmenin sesine kulak vererek, çizdiği istikamette yürümektir. Bunun da ilk işareti, milletin takdirini baş tacı edip, samimi bir özeleştiriyle hatadan dönmektir. Ancak, 28 Mayıs'tan beri yapılan açıklamaların ümitlerimizi kırdığını ifade etmek istiyorum. Muhalefetin seçim atmosferinden ve uğradığı ağır hezimetin şokundan hala çıkamadığını görüyoruz."

Erdoğan, son bir ayda sırf oy tercihleri nedeniyle toplumun tüm kesimlerinin hakarete uğradığını belirterek, "AK Parti'nin özellikle kırsal kesimin oylarıyla bu seçimi kazandığını iddia edecek kadar sefil hale geldiler. Bir taraftan biz Gazi Mustafa Kemal'in partisinin başkanıyız diyeceksin, öbür taraftan Gazi'nin 'köylü milletin efendisidir' ifadesini görmezden geleceksin. Bu ne menem iştir? İşte siz mi bu millete bu şekilde hakaret ediyorsunuz, bu millet de size kırsaldaki de şehirdeki de sandıkta en güzel cevabını veriyor. 14 Mayıs'ın hıncını depremzedelerimizden çıkarmışlardı, 28 Mayıs'ın öfkesini de kırsaldaki vatandaşlarımıza yönelttiler." diye konuştu.

Gazi Mustafa Kemal'in "milletin efendisi" diyerek onurlandırdığı köylülere yönelik hakaretleri kabul etmediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Vatandaşı '500 liraya oyunu satmakla' itham etmenin hiçbir izahı yoktur. Bu hezeyanın adında 'halk' olan, amblemindeki 6 oktan biri güya halkçılık olan bir siyasi partinin genel başkanından gelmesi ayrı bir skandaldır. Merhum Aşık Veysel'i kıyafeti sebebiyle Kızılay'a almayan zihniyetin, 2023 senesinde bile varlığını sürdürmesi hem ürkütücü hem de gerçekten utanç vericidir. Ülke değişiyor, dünya değişiyor ama bunların millete bakışı asla ve asla değişmiyor."

Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı konuşmada, milleti hizmete ve hürmete layık görmeyen zihniyetin, Türkiye Yüzyılı'nda yeri olmadığını belirtti.

Bu çevrelerin, her seçim yenilgisi sonrasında nükseden seçmeni suçlama hastalığından bir an önce kurtulmasını dilediklerini dile getiren Erdoğan, "Muhalefetin, millete ve milletin tercihlerine saygı duymayı artık öğrenmesi gerektiği kanaatindeyiz." diye konuştu.

Ülkedeki istikrar ve güven ortamına zarar verecek söylemlerden herkesin uzak durmasının önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, vatandaşın kapattığı defterleri tekrar açmak yerine, demokratik kazanımları güçlendirmenin daha doğru bir yaklaşım olacağına inandıklarını vurguladı.

Hükümet olarak bu konularda hiçbir komplekslerinin, bu noktada hiçbir zaaflarının olmadığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, son 21 yıldır olduğu gibi bugün de her türlü müspet teklife, her türlü yapıcı eleştiriye açığız. Biz, musafaha var ya, buna da açığız. Bu yönde atılacak her türlü adıma misliyle mukabele etmeye de hazırız. Biz, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına yapılacak her türlü katkıyı hüsnü niyetle değerlendirmeye varız.

Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefimize beraber yürüyelim istiyoruz. Türkiye'nin birliğini, dirliğini ve demokrasisinin standartlarını yükseltecek adımları 85 milyon olarak hep beraber atalım diyoruz. Ülkemizi, darbe mahsulü mevcut anayasasından hep birlikte kurtaralım istiyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci asrındaki yolculuğumuzu sivil, özgürlükçü, kuşatıcı, toplumumuzun tüm kesimlerinin sahipleneceği bir anayasanın rehberliğinde katedelim istiyoruz. Türkiye, artık bunu gerçekleştirebilecek siyasi atmosfere kavuşmuştur. Demokrasimiz, ayağına vurulan son zinciri de kıracak güce ulaşmıştır."

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleriyle Türkiye'nin artık yeni bir lige yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, "İnşallah, görev süremiz boyunca, Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımızla birlikte, Türkiye'yi sivil bir anayasayla buluşturmak için çalışacağız." ifadesini kullandı.

"TEMMUZ AYI ENGELLİ VE ENGELLİ YAKINI AYLIĞI İLE YAŞLI AYLIKLARININ ÖDEMESİNİ ERKENE ALIYORUZ"

Daha önce ciddi vakit alan hükümet kurma, kritik atamaları yapma işlerini rekor sürede bitirerek gündemlerindeki asıl konulara odaklandıklarını belirten Erdoğan, bakanları da kendi alanlarında yetkin, tecrübeli ve vizyoner isimlerden belirlediklerini söyledi.

Bir önceki Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ülkeye kazandırdığı eser ve hizmetlerin üzerine yenilerini eklemek için hemen işe koyulduklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçen haftaki kabine toplantımız akabinde emeklilerimiz ve çiftçilerimizle ilgili müjdelerimizi kamuoyuyla paylaşmıştık. Buğday ve arpa alım fiyatlarımızın üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılandığını görüyoruz. İnşallah bundan sonra da çiftçimizi, üreticimizi, köylümüzü desteklemeye devam edeceğiz. Türkiye'nin kalkınmasına omuz veren kim varsa, hiçbir ayrım yapmadan, tüm imkanlarımızla yanında olacağız. Biz bu milletin efendisi değil, hizmetkarıyız, işte bizim aramızdaki fark bu.

"MEMUR MAAŞ ARTIŞ ORANLARIYLA İLGİLİ MECLİS SÜRECİNİ YAKINDA BAŞLATIYORUZ"

Ülkemize on yıllar boyunca hizmet etmiş, bu uğurda saçlarını ağartmış emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Temmuz ayı engelli ve engelli yakını aylığı ile yaşlı aylıklarının ödemesini erkene alıyor, toplam 1,4 milyon kardeşimizi Kurban Bayramı'ndan önce sevindiriyoruz. Sadece haziran ayı içerisinde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 19 milyar lira ödeme gerçekleştireceğiz."

Geçen haftaki açıklamalarının sonrasında asgari ücret komisyonunun çalışmalarına başladığını, görüşmelerin yapıcı bir zeminde ilerlediğini bildiren Erdoğan, "İnşallah tüm tarafların içine sinecek hayırlı bir neticeye ulaşacağımıza inanıyorum. Memur maaş artış oranlarıyla ilgili Meclis sürecini yakında başlatıyoruz. Grubumuzun, Meclisin takdirine sunacağı ilk hususlardan biri bu olacaktır." açıklamasında bulundu.

"YENİ DÖNEMDE EKONOMİMİZİ ŞAHLANDIRACAK KURMAY KADROMUZU KISA SÜREDE OLUŞTURDUK"

Başkan Erdoğan, geçen haftaki takdimlerin ardından bugün de her bakanlıkla ilgili kapsamlı değerlendirmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bakanlardan, gelecek döneme dair kısa, orta ve uzun vadeli planlarını dinleme fırsatı bulduğunu aktaran Erdoğan, tüm projeleri belli bir takvim çerçevesinde tek tek hayata geçireceklerini kaydetti.

"Yeni dönemde ekonomimizi şahlandıracak kurmay kadromuzu hamdolsun kısa sürede oluşturduk." diyen Erdoğan, Merkez Bankasından BDDK'ya kadar ilgili kurumlara alanında temayüz etmiş isimleri atadıklarını dile getirdi.

"TÜRKİYE YÜZYILI, ÜLKEMİZ KADINLARININ OMUZLARINDA YÜKSELECEKTİR"

Muhalefetin seçim döneminde kadın hakları konusunda yaydığı yalanların tamamen temelsiz olduğunu bir kez daha gösterdiklerini belirten Erdoğan, "Kadınlar, yeni dönemimizde de bürokrasiden siyasete, iş dünyasından aileye kadar her alanda öncü rol oynamaya devam edecektir. Türkiye Yüzyılı, inşallah ülkemiz kadınlarının omuzlarında yükselecektir." diye konuştu.

Erdoğan, güçlü kabineyle, yenilenen Meclisle devleti güçlendirirken, milletin de refahını artıracaklarını, tayin ettikleri hedeflere belli bir plan dahilinde, emin adımlarla ilerleyeceklerini söyledi.

"KİME NEYİ TAAHHÜT ETMİŞSEK, ALLAH'IN İZNİYLE HEPSİNİ TEK TEK GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ı "Hükümet Programı"nı hazırlamak üzere görevlendirdiklerini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"12. Kalkınma Planı'mızdan Orta Vadeli Program'a, Yıllık Program'dan Yatırım Programı'na kadar yol haritamızı milletimizle paylaşacağız. Biz, bugüne kadar hep ahdine ve kavline sadık bir yönetim olarak tebarüz ettik. Seçimlerde önüne gelene bol keseden vaat dağıtıp, milletten yetki alınca bunları unutanlardan olmadık. Sandıkta verilen görevin hakkını, sahada ter dökerek, koşarak, koşturarak ödemeye gayret ettik.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan beri, yaklaşık 30 senedir, hangi makamda olursak olalım, bu duruşumuzu korumayı başardık. İnşallah gelecek 5 sene boyunca milletimize verdiğimiz tüm sözleri yerine getirmekte kararlıyız. Gençlerimizden iş dünyamıza, ev hanımlarından üreticilerimize, kamu görevlilerimizden depremzedelerimize kadar kime neyi taahhüt etmişsek, Allah'ın izniyle hepsini tek tek gerçeğe dönüştüreceğiz."

Erdoğan, Cumhuriyetin 100'üncü yılına atfen açıkladıkları projelerin vaktinde bitirilmesine özellikle ihtimam gösterdiklerini ifade etti.

Kampanya dönemlerinde, bir taraftan seçim çalışmalarını yaparken, diğer taraftan bu projelerin bazılarını hizmete aldıklarını dile getiren Erdoğan, "Yaşadığımız deprem felaketine rağmen, hizmet ve eser siyasetimizin kesintiye uğramasına müsaade etmedik. Seçimlerden sonra da yatırımlarımıza yenilerini eklemeyi sürdürdük." dedi.

"9 FARKLI ŞEHRİMİZE 9 AYRI MİLLET BAHÇESİ KAZANDIRMANIN SEVİNCİNİ YAŞADIK"

Türkiye'nin 81 vilayetine, toplam 100 milyon metrekare büyüklüğe sahip 500 adet millet bahçesi kazandırmanın en önemli hedefleri arasında olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"5-9 Haziran tarihlerindeki 'Türkiye Çevre Haftası'nı toplam büyüklüğü 1 milyon 466 bin metrekareyi aşan 9 millet bahçemizin açılışıyla kutladık. Adıyaman'la birlikte 9 farklı şehrimize 9 ayrı millet bahçesi kazandırmanın sevincini yaşadık. Şehirlerimizin güzelliğine güzellik katan millet bahçelerimizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserlerin inşasında emeği geçen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza, TOKİ'mize, yüklenici firmalara, mühendisinden işçisine herkese şükranlarımı sunuyorum.

Millet bahçelerimizle özellikle büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımıza nefes alabilecekleri, sevdikleriyle keyifli vakit geçirebilecekleri, spor yaparak sağlıklı hayat sürebilecekleri adeta 'vahalar' oluşturuyoruz. Bu alandaki vizyon projemiz, Atatürk Havalimanı'na yapmakta olduğumuz, 7,7 milyon metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizdir. Londra'nın Hyde Park'ı, New York'un Central Park'ı ayarında, dünya çapında bir eseri İstanbul'umuza kazandırıyoruz. İstanbul'un marka değerini daha da artıracak bu eserimizi inşallah etap etap devreye alacağız."

Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, statükoyu değiştirdiği alanların başında dış politikanın olduğuna işaret etti.

İçe kapanık bir ülkeyi, hükümetleri döneminde "oyun kuran", gerektiğinde "oyun bozan" bir "müessir güç" haline getirdiklerini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bölgemizde Türkiye'nin hesaba katılmadığı, katkısının alınmadığı bir denklemin kalıcı olması mümkün değildir. Sahada ve masada güçlü Türkiye idealimiz artık hayalden çıkıp, gerçeğe dönüşmüştür. Bugün ülkemizin nüfuz alanı sınırlarının çok ötesine taşmıştır. Son seçimlerin, Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Türk dünyasından İslam alemine kadar dünyanın dört bir yanında çok yakından takip edilmesi, bunun en net ifadesidir. Bizimle fiziki bağı olmasa da gönül bağı olan yüz milyonlar, geleceklerini Türkiye'de görüyor. Başarılarımız en az bizim kadar bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimizi, dostlarımızı da sevindiriyor."

Göreve başlama törenine katılan devletlerin sayısında ve temsil düzeyinde buna tanık olduklarını dile getiren Erdoğan, dün ve önceki gün yaptıkları yeni dönemin ilk yurt dışı ziyaretlerinde de bu gerçeğe tekrar şahitlik ettiklerini vurguladı.

"NE ÜLKEMİZİN NE DE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NİN HAKLARININ GASP EDİLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, Kıbrıs Türklerinin, kendilerini havalimanından itibaren muhteşem bir coşkuyla bağırlarına bastıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sevgileriyle, seçim zaferimizin milletimizle birlikte Kıbrıs Türk halkının da zaferi olduğunu gösterdiler. Biz de Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile görüşmelerimizde Kıbrıs davamıza olan güçlü desteğimizi açıkça ifade ettik. Önümüzdeki döneme dair kırmızı çizgilerimizi, burada uluslararası kamuoyuyla bir kez daha paylaştık. Türk milletinin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden Kıbrıs Türk halkıyla yan yana, omuz omuza mücadelemizi sürdüreceğiz. 'Ana vatan' ile 'yavru vatan' arasındaki entegrasyonun derinleştirilmesi için hukuki, ekonomik ve siyasi her türlü adımı atacağız. Ne ülkemizin ne de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz."

Başkan Erdoğan, Lefkoşa'daki ziyaretlerinin ardından doğrudan Bakü'ye geçtiklerini anımsatarak, "tek millet-iki devlet" şiarıyla hareket ettikleri Azerbaycan'la münasebetlerinin tüm dünyada gıptayla takip edildiğini söyledi.

Erdoğan, "Ne zaman Azerbaycan'ın başı dara düşse ilk koşan hep biz olduk. Biz de ne vakit ihtiyacımız olsa Azerbaycanlı kardeşlerimizi yanımızda bulduk." dedi.

Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde sokaktaki vatandaşından devlet başkanına kadar Azerbaycan'ın sergilediği dayanışmayı asla unutamayacaklarının altını çizen Erdoğan, "Aracının üstüne varını yoğunu sarıp da yollara düşen, kızının çeyizini depremzedelerimize bağışlayan, bizimle sevinip bizimle ağlayan o yüce gönüllü insanları daima şükranla, minnetle yad edeceğiz. Özellikle İlham kardeşimin tüm bu süreçlerde bir an olsun esirgemediği manevi desteği, kalbimizin baş köşesindedir." ifadelerini kullandı.

"TÜRK DÜNYASIYLA BAĞLARIMIZI PERÇİNLEYECEK, YENİ PROJELERİ DEVREYE ALACAĞIZ"

Azerbaycan ziyaretlerine devletin teamüllerinin ötesinde, "bir teşekkür borcunun ifası" olarak da baktıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"İlham Aliyev kardeşimle yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirecek pek çok önemli karar aldık. Ticaret hacmimizi 15 milyar dolara çıkarmayı ortak hedef olarak belirledik. İki lider olarak özellikle Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi'nin kurulmasına büyük önem veriyoruz. Ermenistan'la devam eden normalleşme sürecine desteğimizi vurguladık. Bölgemizde barış ve istikrarın tesisine dair güçlü beklentilerimizi bir kez daha teyit ettik. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından Karabağ'da bugün gururla dalgalanan Azerbaycan bayrağını, kardeşliğimizin sembolü olarak görüyoruz. Can Azerbaycan ile ilişkilerimizin, kurumsallaşmış bir ekonomik ve siyasi entegrasyon modeline dönüşmesi için daha çok çalışacağız. Merhum İsmail Gaspıralı'nın yaklaşık 1,5 asır önce çerçevesini çizdiği 'dilde, fikirde, işte birlik' hedefiyle, Türk dünyasıyla bağlarımızı perçinleyecek, yeni projeleri devreye alacağız."

"DEPREMZEDELERİMİZİ BİR AN ÖNCE YUVALARINA KAVUŞTURMAK İSTİYORUZ"

Erdoğan, kabine toplantısında geniş bir yelpazede detaylı durum değerlendirmesi yaptıklarını aktararak, deprem bölgesindeki 11 ilin, altyapısı ve üstyapısıyla yeniden ayağa kaldırılmasının birinci öncelikleri olduğunu vurguladı.

Gözleri, kulakları ve kalplerinin her zaman bölgedeki vatandaşlarda olduğuna işaret eden Erdoğan, "Tüm bakanlıklarımızın depremden etkilenen şehirlerimizde yürüttüğü çalışmalarda gelinen son durumu görüştük. Bugüne kadar afetzedelerimize yaptığımız nakdi yardımların toplam tutarı 61 milyar lirayı buluyor. Depremzedelerimizi bir an önce yuvalarına kavuşturmak istiyoruz. Deprem konutlarının inşasını hızlandıracak farklı alternatifler üzerinde mütalaalarımız sürüyor. Yakında bunları milletimizin takdirine sunacağız." diye konuştu.

Depremde zarar gören organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve fabrikaların hasar tespit taramalarını tamamladıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bölge ekonomisinin canlanması ve üretim çarklarının yeniden dönmesi amacıyla iş dünyamıza yönelik desteklerimizi artırmıştık. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Yayımladığımız kararnameyle 2 bin 430 hektarlık alanda, 11 yeri daha sanayi sahası olarak ilan ediyoruz. Depremin ardından ilan ettiğimiz sanayi alanı sayısını 18'e yükseltiyoruz. Yeni sanayi alanlarımızın deprem bölgesindeki tüm kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum." dedi.

Başkaları ne yaparsa yapsın, kendilerinin afetzedeleri sahipsiz ve çaresiz bırakmayacaklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Gençlerimizin büyük ilgi gösterdiği yaz kampları, yaz spor kampları ve seyahatsever programlarımızı bu sene de devam ettiriyoruz. Eğitimde kaliteyi yükseltecek projelere önümüzdeki dönemde artık daha fazla yoğunlaşacağız. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızı emanet ettiğimiz değerli öğretmenlerimizin yetiştirme süreçlerini yeniden ele alıyoruz. Lisans programlarından, öğretmen istihdamı ve hizmet içi eğitime kadar tüm aşamaları Türkiye Yüzyılı'na uygun şekilde gözden geçireceğiz. TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için elimizdeki tüm imkanları seferber edeceğiz."

Erdoğan, kabine toplantısının ve aldıkları kararların hayırlı olmasını dileyerek, cuma günü karne sevinci yaşayacak tüm öğrencileri tebrik etti, çocukları, vatana, millete ve insanlığa hayırlı bireyler olarak yetiştiren öğretmenlere de emekleri ve fedakarlıkları için teşekkürlerini iletti.

Başkan Erdoğan, hafta sonu Yükseköğretim Kurumları Sınavına girecek tüm gençlere de Allah'tan muvaffakiyetler diledi.

kaynak:sabah

Günün Diğer Haberleri