Mevlana Celaleddin-i Rumi Ve Dostluk Vakti

Konya’mızda her yıl olduğu gibi 07 aralık 2022’de başlayan Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 749.ölüm yıldönümü münasebeti ile anma etkinlikleri yapılacak. Yurt dışından ve yurt içinden misafirlerimiz gelecek. Bu yılki tema’ Dostluk Vakti ‘olarak belirlendi. Peki, Mevlana de demektir? Biz dostluk konusunu tam olarak biliyor muyuz?

GÜNCEL - 2 yıl önce

     Konya’mızda her yıl olduğu gibi 07 aralık 2022’de başlayan Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin 749.ölüm yıldönümü münasebeti ile anma etkinlikleri yapılacak. Yurt dışından ve yurt içinden misafirlerimiz gelecek. Bu yılki tema’ Dostluk Vakti ‘olarak belirlendi. Peki, Mevlana de demektir? Biz dostluk konusunu tam olarak biliyor muyuz?  Diye, bir soru sorsak cevabı ne olurdu. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hayatını, eserlerini, düşünce yapısını burada anlatmak geniş bir zaman istediği için zor olur. Ancak Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin ana fikrinden ve bu gün onun adına yapılanlardan biraz bahsetmek istiyorum. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin babası ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems’te kendisini olağanüstü değiştiren manevi güzellikler görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Bizler gerçek dostluğu  mevlana ve şems arasında görüyoruz.Daha da ötesi Mevlana ve şems hazretlerinin ana amacı,hedefi yüce rabbimizin dostluğunu elde etmekti.Tüm hayatlarını bunu elde etmeye çalıştılar. Bu bağlamda Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk' ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Sıraceddin kıldırdı. Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu."Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir" diyordu.


      Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin esas hedefi yüce rabbimize kulluk etmek ve efendimiz Muhammed (s.a.v)’e ümmet olmaktı. Bunun için o tarihi sözünü söylemiştir:’’Ben, eğer can taşıyorsam Kur'an’ın kulu ve kölesiyim. Ben, Seçilmiş Peygamber Hz. Muhammed 'in (as) yolunun toprağıyım. Bir kimse, bundan başkasını, benim sözümden naklederse ben, O nakleden kişiden de, o sözden de bizarım.’’ Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin yaklaşık 747 yıl önce bu sözleri söylemesi çok manidar. halbu ki onun adına bu gün yapılanların, bu sözlerle hiç mi alakası yok. O zaman şu sonuç çıkıyor: bu gün Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin adına yapılan saçma sapan uygulamalardan, hareketlerden, toplantılardan, törenlerden kendisi bizzat şikâyetçidir. Yapılan sema törenleri İslami çizginin neresindedir? Sema törenlerinin kime faydası var? Hz. Mevlana’yı anmaya ve anlamaya gelen misafirlere neden gerçek Mevlana’yı anlatmıyoruz? Ben size söyleyeyim gerçek Mevlana’yı anlatmak yürek ister. Gerçek Mevlana âlim, tasavvuf ehli, tevhid ehli, insanları İslam’a davet eden, yüreği Allah ve peygamber aşkı dolu olan, İslami çizginin dışındakileri,  bidat ve hurafeleri reddeden,  gerçek bir Allah dostudur. Bu gün gerçek anlamda Mevlana’yı anlatırsanız bu yapılan sema törenleri, konserleri, yapmacık hareketleri son bulur. Onun adını kullanarak rant elde edenlerin rantları sona erer. Onun için maalesef kimsecikler Hz. Mevlana’yı gerçek bir şekilde anlatmaz, çünkü anlatsa kendi varlık sebebi, para kazandığı rantı, insanları kandırdığı kapısı kapanıverir.

 

      Onun için bir Konyalı olarak hem devlet yöneticilerimize, hem de Konya’nın yerel yöneticilerine açıkça duyurumdur. Gelin Allah rızası için bizim kendi öz değerlerimize sahip çıkalım. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Konya’nın, Türkiye’nin en önemli değerlerinden birisidir. Onu anlatırken kendisini tam manası ile anlatalım. Artık müzikal bir şova dönüşen bu sema törenlerini de gözden geçirelim, gerekirse kaldıralım. Manevi güzellikler bugünkü yapıldığı şekilde elde edilmez. Benim âcizane düşüncem bu yapılanlardan Hz. Mevlana’nın ruhunun rahatsız olduğudur. Onun yaşantısına uygun bir hareket tarzıyla yol almamız lazım ki, gelen yerli ve yabancı misafirlerimize Hz. Mevlana’yı doğru bir şekilde anlatalım ve gerçek dostlar olalım..son olarak yine sözü Hz. Mevlana’ya bırakmak istiyorum mesajı net ve açık:’’ Biz, Allahü Teala'nın sayesiyiz ve Hz. Muhammed Mustafa 'nın (a.s) nurundanız. Sedef içine damlamış çok kıymetli bir inciyiz. Herkes, baş gözü ile bizi nerden görecek? Biz, Allahü Teala'nın su ve balçık içinde zuhur etmiş nuruyuz. Ehad olan Allahü Teala 'ya ve Hz.Ahmed ü Mahmud Muhammed Aleyhisselam 'a sıkıca yapış ki, ey kardeş! Ten Ebu Cehlinden kurtulasın. Bizim Peygamberimiz' in (a.s.) yolu Aşk’tır. Biz Aşkzadeyiz. Anamız aşktır. Ya Ahmed ü Mahmud Ebul Kasım Muhammed Mustafa (a.s.) Senin ayağının tozu olan Molla Celaleddin'in yüzüne merhamet kıl. Bu gün her nerde ki sevinç, zevk ve safa vardır, Hz. Muhammed Mustafa’nın (a.s.) vücudunun ve kemalinin fazlındandır. Ey Allahü Teala'nı sevgilisi! Sen, Bir olan Hakkın Resulüsün Sen, Allahü Teala tarafından seçilmiş, pak ve emsalsiz bir kulsun. Allahü Teala'nın nazlı peygamberi, Sen Enbiyanın göz nuru ve bizim gözümüz ve çerağımızsın. Ya Resulallah! Sen ümmetinin aciz olduğunu bilirsin. Başsız ve ayaksız olan acizlerin önderi ve kurtarıcısısın.’’

     Bu sözler bu gün sıkıtılar karşısında ihtiyaç duyduğumuz reçetedir. Ümit ediyorum ki bizler gerçek anlamda bir gün Mevlana hazretlerini ve gerçek dostun kim olduğunu anlayacağız ve anlatacağız bu bizim ona vefa borcumuzdur vesselam.

fatih kut

Günün Diğer Haberleri