İsrail'deki göstericiler, 7 Ekim'den bu yana devam eden Gazze saldırılarına ve Netanyahu hükümetinin politikalarına karşı sert bir tepki gösteriyor. On binlerce İsrailli, Tel Aviv sokaklarında toplanarak Netanyahu'yu istifaya çağırıyor. Protestocular, "İntikamla zafer olmaz", "Yerleşimci terörünü durdurun", "Güvenlik sadece barışla sağlanır", ve "İşgal varken demokrasi olmaz" gibi sloganlar taşıyor.
Göstericiler, Gazze'ye yönelik saldırıları kınayarak ateşkese çağrı yapıyor ve sivillerin zarar görmemesini vurguluyor. Ayrıca, İsrail'in politikalarının savaş ve kan dökmenin çözüm olmadığını savunuyorlar. Göstericiler arasında, uluslararası toplumun İsrail'e daha etkin müdahale etmesi ve barışçıl bir çözüme yönlendirmesi gerektiğini savunan sesler de yükseliyor.
Bu tür gösterilerin düzenli olarak her cumartesi gerçekleştiği belirtiliyor ve gösterinin yapıldığı alan "Esirler Meydanı" olarak adlandırılmış durumda. Protestocular, Gazze'deki İsrailli esirlerin hayatının tehlikede olduğuna dikkat çekiyor ve barışın, sadece insan haklarının korunmasıyla mümkün olabileceğini vurguluyorlar.
İsrailli gösterici Martin Goldberg, Gazze'ye yönelik saldırılara ve siyasetçilerin zafer vaatlerine karşı eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Savaştan sonra ortaya çıkacak duruma dair net bir plan olmadığını vurgulayan Goldberg, ayrıca aşırı sağcı siyasetçilerin yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri kurma fikrini kabul edilemez buluyor.
Goldberg, barışçıl bir çözümün önemine vurgu yaparak, insanların birbirini sevmesi veya hoşlanması zorunlu olmasa da bir arada yaşayabilecekleri bir çözüm bulunması gerektiğini belirtiyor. Kendi kuşağında olmasa da gelecek nesillerin bir arada yaşamanın avantajlarına bağımlı hale gelebileceğini ifade ediyor. Savaş ve kan dökmek yerine, her iki tarafın da kazanabileceği bir çözümün aranması gerektiğini savunuyor.
Ayrıca, işgal altındaki Batı Şeria'daki fanatik Yahudi yerleşimcilerin şiddetini kabul edilemez bulan Goldberg, Filistinlilerin temel insan haklarına sahip olarak barış içinde yaşamak istediklerini belirtiyor. Bu açıklamalar, barışın temelinde insan haklarına saygının yattığını ve çatışmaların ancak adil ve sürdürülebilir bir çözümle sona erebileceğini vurguluyor.
kaynak:sabah