Konya Haberci | Konya Haber
HV
21 KASIM Perşembe 14:16
Advert

Arama Kurtarma Eğitmeni yazarımız Abdullah Yağcı : Yüzyılın Depremi! Oradaydım

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ilimizi de etkileyen yüzyılın felaketi olan, binlerce insanımızın vefat ettiği, on binlerce insanımızın yaralı olarak kurtarıldığı depremde tüm ülkemiz, devleti, kurumları ve vatandaşları ile adeta bir bütün oldu. Tüm Türkiye adeta deprem bölgelerine akın etti. Kimi gıda, elbise, ısınma gibi yardım malzemeleri ile kimi iş makineleri ile kimi kendi imkânlarıyla arama kurtarma ekibi oluşturarak deprem bölgesine ulaşmak ve yardımda bulunmak için adeta zamanla yarıştı. Niyetleri enkaz altında kalan vatandaşlarımızdan bir kişi bile olsa canlı olarak insanları kurtarmaktı. İşte o ekiplerden biride sarıl arama kurtarma ekibi idi. Deprem haberini alır almaz tüm imkânları ile seferber oldular. Yazarımız Arama Kurtarma Eğitmeni Abdullah yağcı bir yıl önceki o anları sizler için yazdı

GÜNCEL
Giriş Tarihi : 06-02-2024 10:01   Güncelleme : 06-02-2024 10:13
Arama Kurtarma Eğitmeni yazarımız Abdullah Yağcı : Yüzyılın Depremi! Oradaydım

Yazarımız Arama Kurtarma Eğitmeni Abdullah yağcı bir yıl önceki o anları sizler için yazdı

Nereden başlanır nasıl başlanır bilmiyorum… Binlerce canımızı yitirdiğimiz ve yüz binin üzerinde yaralımızın olduğu yüzyılın depreminin üzerinden tam bir yıl geçti! Ben bu yazımda sizlere deprem haberini aldığım anı, deprem bölgesine gidiş serüvenimizi ve orada yaptığımız çalışmalarda yaşadıklarımızı anlatacağım… 05 Şubat 2023 Sarıl arama kurtarma koordinasyon merkezinde rutin olarak kısa bir genel durum değerlendirmesi ve teçhizat-malzeme bakım ve kontrollerini yaptıktan sonra koordinasyon merkezini kapatırken şu cümleyi kurmuştum “evet her şeyimiz hazır olası afetlere hazırız ”diyerek koordinasyon merkezinden çıkış yapmıştık. 06 Şubat 2023 Çalıştığım İşyerimde Gece nöbetinde olduğum anlarda saat 04.30 sıralarında Kandilli rasathanesinin bildirimi üzerine 04:17 saatlerinde Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli 7.4 büyüklüğünde ve yerin 6 km altında bir deprem olduğu haberini aldım. Hemen Kahramanmaraş ve Gaziantep’te yaşayan arkadaşlarımdan bilgi almıştım ve depremin çok şiddetli olduğunu ve neredeyse gördükleri birçok binanın yıkıldığını kalanların ise ağır hasarlı olduğunu söylemişlerdi. Zaten aldığım eğitimler ve olaylara ilgimiz neticesinde 7.4 şiddetinde (sonra 7.7 olarak revize edildi) bir depremin ne derece yıkıma yol açacağını be kadar hasar oluşturacağını tahmin edebiliyorduk. Deprem haberini alır almaz birlikte gönüllü olarak görev yaptığımız Arama kurtarma teknisyeni arkadaşlarımı uyandırdım ve Maraş merkezli büyük bir deprem olduğunu ve çok sayıda enkazın olduğunu, ivedi bir şekilde

Sarıl Arama Kurtarma koordinasyon merkezine geçmelerini söyledim, bende işyeri nöbetini devredip saat 4:45 ‘de koordinasyon merkezine gittim, hızlı bir şekilde kullanacağımız teçhizat ve malzemelerin listesini yapıp düzenli bir şekilde bölgeye ulaşacağımız aracımıza yüklemesini yaptık, o ana kadar afad’dan hangi bölgede çalışma yürüteceğimize dair bir bilgi almamıştık, ama ben şöyle bir mantık kurmuştum depremin etkilediği bölgeler belliydi ve gideceğimiz güzergâhta belliydi biz vakit kaybetmeden yola koyulduk, koyulduk diyorum ama o gün öyle bir kar ve tipi vardı ki bölgeye ulaşmak çok güçleşmişti. O günkü hava muhalefetini şöyle tarif edebilirim; Yol tamamen karla kaplı ve aşırı tipi vardı, görüş neredeyse bir metre idi bazı noktalarda öyle çaresiz kaldık ki emekli asker olan ağabeyimiz şöyle bir teklif yapmıştı “ben aracın önünde yürüyeyim beni takip ederek ilerleyin ”neydi bu, nasıl bir fedakarlıktı,teklifi kabul etmemekle beraber dikkatli bir şekilde ilerlemeye devam ettik ama acele etmeliydik, hızlı olmalıydık, enkaz altında binlerce insan çaresiz bir şekilde bizleri bekliyordu, ne kadar erken varabilirsek daha fazla insanımızı sağ çıkaracağımızı biliyorduk. Konya merkeze zorlu bir sürüş sonrası ulaşmak üzereyken

Konya Afad tarafından Afad binasına gelin çağrısı aldık. Afad binasına girer girmez bize Hatay/Belen ilçesine gitmemiz ve orada Arama kurtarma faaliyeti icra etme talimatı verilmişti. Süratle bölgeye ulaşmak adına yola koyulduk, gözümüz yolda kulağımız radyodaydı ve birçok bölgeden acı haberler alıyorduk, bazen arkadaşlarım sosyal medyaya yüklenmiş görüntüleri gösteriyordu, radyoyu duydukça görüntüleri gördükçe daha da sürat yapıyordum. Zorlu şartlarda ilerledikten sonra Saat 13:00 sıralarında Hatay/Belen ilçesine ulaştık. Bölgeye ulaşan ilk gönüllü arama kurtarma ekibi bizdik. Bölgeye ulaştığımızda gördüğümüz manzara şok ediciydi, bizden çok kısa bir süre önce bölgeye ulaşmış olan afad ekibimizin yanına gittik. Afad Arama kurtarma teknikeri Salih ağabey bana “Abdullah tespitini yap binanı belirle ve ekibinle çalışmaya başla’’ dedi. Hemen ekiple durum tespiti için araç başında toplandık.

İnsanlar hemen etrafımıza toplandı kimisi “abi annem enkaz altında sesini duyuyorum ne olur kurtarın diyordu’’ kimisi “abi kardeşlerim enkaz altında ne olur yardım edin ”diyordu. Bunlar evet çok ağır şeylerdi, ama profesyonel hareket etmemiz gerekiyordu. Çok enkaz az ekip vardı dolayısıyla en çok insanı en kolay sağ çıkarabileceğimiz binayı seçmeliydik. İlk saatler çok önemliydi, tamda o anda 13:24 sıralarında ikinci 7.6 büyüklüğündeki deprem oldu. Sarsıntıyı, o şiddeti biz orada bizzat yaşadık ve alan bir anda mahşer yerine döndü, önceki depremde ağır yara alan ve ikinci depremle yıkılan binaların oluşturduğu toz bulutları, kaçışan insanlar feryatlar figanlar…

Depremin sarsıntısı biter bitmez tespitini yapıp, karar verdiğimiz “bahar apartmanında ”kurtarma çalışmalarına başladık ve yaklaşık10 saat sonra depremin ilk günü kurtarıldığı esnada “ne oluyor ya ne oluyor” diyerek ülkenin gündemine düşmüş olan “Kayra bebek ve ailesini sağ olarak enkazdan çıkardık”. Çıkardık diyorum ama o kadar zorlu şartlarda çalışma yürütüldü ki aşırı yağmur altında, aşırı soğuk havada… Çalışma devam ediyor, enkaz altında insanlar var, canlı insanlar var ama profesyonelce hareket etmemiz gerekiyor, ekibin dinlenmesi gerekiyor, çünkü dinlenmeli ki çalışmalara devam edebilmeli. Gece 03:00 sıralarında istirahat etmek için aracımızla hareket ettik. İstirahat bölgesine giderken arkadaşlarım arabada uyumuşlardı çok yorgunlardı. Bende yaklaşık 44 saatlik uykusuzluk ve yorgunlukla arabayı kullanıyordum.

Belen-Reyhanlı istikametinde giderken bir anda yolda bir suret belirdi ne olduğunu anlayamadan hemen frene sertçe bastım. Öyle sert bir fren oldu ki arkadaşlarım hemen uyandılar “ne oldu neden durduk dediler, “yolda önüme bir şey çıktığını bir şey gördüğümü söyledim. Araçtan indiğimizde hiçbir şey yoktu, etrafa baktık kimseyi göremedik ve fark ettik ki gördüğümüz tek şey 5 metre önümüzde devasa şekilde yarılmış ve içine bir minibüs yutmuş yarık bir yol. Şok içindeydik, zira o beliren suret her neyse onu görmeseydim ve frene basmasaydım bizde o çukura o hızla düşecek ve belki de hayatımızı kaybedecektik… Bahse konu olan yol Reyhanlı yoludur, araştırırsanız o yolun ne derece büyük şekilde yarılmış olduğunu görürsünüz, şoku atlattıktan sonra araca binip biraz geri gelip karşı yola geçerek karşı şeritten yola devam ettik, istirahat bölgemize varıp bir kaç saat dinlendikten sonra sabah gün yeni aydınlanırken çalışma yapacağımız bölgeye doğru hareket ettik. Asıl şok edici manzarayı şimdi görüyorduk, günün aydınlanması ile her şey daha net görünüyordu sağımızda ve solumuzda gördüğümüz her bina neredeyse yıkılmıştı, yıkılmayanlar ise ağır hasar almıştı. Evet, Hatay’dan bahsediyorum, depremden en ağır şekilde etkilenen illerimizden biri olan Hatay’dan…

Arama kurtarma çalışmalarımız 10 gün boyunca devam etti, sesini duyup canlı çıkardığımız insanlar için seviniyor, cansız bedenleri çıkardığımızda üzülüyorduk. Sürekli değişen duygular içerisindeydik, biz bölgede çalışırken sürekli telefonlar geliyordu tanıyan tanımayan herkes afet bölgelerindeki enkaz altındaki yakınları için yardım etmemizi, ulaşmamızı söylüyorlardı. Sadece Afad koordine merkezine bildirmekle yetiniyorduk, başka elden bir şey gelmiyordu. Zaten bizim önümüzde onlarca enkaz vardı, yapmamız gereken şey sadece kendi çalışma alanımıza odaklanıp çalışmaktı… O an şöyle demiştim keşke 10’a bölünebilsem keşke her yere yetişebilsem…10 gün boyunca oradaki Konya afad ekipleri ve Konya’dan gelen cesur arama kurtarma dernekleri ile omuz omuza çalıştık. Binlerce anı biriktirdik, evet psikolojimizi derinden etkileyen çok hadise yaşadık ama bizim ayakta kalmamız gerekiyordu. O gün Hatay’ın bize ihtiyacı vardı… Artık ümitler tükeniyordu, son günlere doğru bölgelerden gelen haberleri alıyorduk 200 saat sonra kurtarılan canları duydukça seviniyorduk 238 saat sonra kurtarılan vardı, artık yorulmuştuk ve bizim bölgemizde enkaz kaldırma işlemleri başlamıştı. Bizim işimiz Arama kurtarma faaliyeti olduğundan dolayı, artık bizlik bir durum kalmamıştı. Afad yetkililerin artık siz dönün talimatıyla dönüş yapmıştık. Dönüş yaptık ama günlerce aylarca kalbimiz, aklımız, gönlümüz hep oradaydı. Yüzyılın afetinin üzerinden bir yıl geçti unutmadık unutmayacağız… Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabırlar dilerim. Ülkemizin deprem ülkesini olduğunu unutmayalım, depremlere her zaman hazır olalım. Selam ve dua ile…

EditörEditör

YORUMLAR
Reklamı Geç
Advert