Cumhurbaşkanı Erdoğan,baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Miçotakis ve heyetini Ankara'da misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin beşinci toplantısı çerçevesinde aralık ayında Atina'yı ziyaret etmiştim. Diyalog kanallarını açık tutma, ilişkilerimizde yaşanan ivmeyi geliştirme noktasında karşılıklı mutabakatımızı teyit etmiştik. Bu müşterek anlayışı, dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkını Atina Bildirgesi ile de kayıt altına almıştık. Değerli Kiryakos'un beş ay sonra iadeyi ziyarette bulunması, bu mutabakatın bir yansımasıdır. Kendisine ikili münasebetlerimizi ilerletme konusundaki samimiyetleri dolayısıyla teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"SON DERECE VERİMLİ BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK"
Türkiye ile Yunanistan arasındaki işbirliği ruhunun güçlenmesinin her iki ülke ve tüm bölge için hayırlı olacağına inandığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan ile biraz önce dar kapsamlı, son derece verimli, samimi ve yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde ikili gündemimizde yer alan konuları etraflıca gözden geçirdik. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 6 milyar dolar olan ikili ticaretimizi, 10 milyar dolara çıkartma hedefiyle çalışıyoruz. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulumuz ile Yunan Ticaret Odaları Birliği arasında imzalanan Ortak İş Konseyi kurulmasına ilişkin anlaşma, çabalarımıza büyük katkı sağlayacak. Deprem kuşağında yer alan ülkelerimiz, tabii afetler karşısında komşuluk hukukunun gereğini hep yerine getirmiş, birbirlerinin yardımına ilk koşan ülkelerden olmuşlardır. Yine bugün imzalanan afet ve acil durum yönetimi alanındaki mutabakat zaptı, bu kulvardaki ahdi zeminimizi sağlamlaştırmıştır. Ziyaret vesilesiyle imzalanan sağlık ve tıp bilimleri alanlarında iş birliğine dair anlaşmayla da iş birliğimizi tahkim etmiş olduk."
"TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE DE GÜNDEMİMİZİN ÜST SIRASINDAYDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Türkiye ile Yunanistan ilişkilerindeki birbiriyle bağlantılı sorunları da ele aldıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Atina Bildirgesi'nde çerçevesi çizildiği şekilde sorunlarımızı samimi diyalog, iyi komşuluk ve uluslararası hukuk dahilinde çözme irademize bağlıyız. FETÖ, PKK ve DHKP/C gibi terör örgütleriyle mücadele de gündemimizin üst sırasındaydı. Yunanistan ile terörle mücadele konusunda anlayış birliğimiz giderek güçleniyor. Terör örgütlerine, bölgemizin geleceğinde yer olmadığına dair mutabıkız. Komşumuz ve NATO müttefikimiz Yunanistan'dan beklentilerimizi bugün Sayın Başbakan ile bir kez daha paylaştım. Azınlık konusunu iki ülke arasında beşeri bir dostluk köprüsü olarak görüyoruz. İlişkilerimizdeki olumlu atmosferin, Yunanistan'daki Türk azınlık ve soydaşlarımızın haklarının karşılanmasına katkı sağlamasını bekliyoruz. Kıbrıs sorununun Ada'daki gerçekler temelinde adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması mühimdir. Böyle bir adımın atılması tüm bölgemizin istikrar ve huzurunu güçlendirecektir."
"FİLİSTİN'İN TANINIRLIĞINI ARTIRMAYA YÖNELİK TEMASLARI SÜRDÜRECEĞİZ"
Görüşmelerde Gazze'de yaşanan soykırım başta olmak üzere bölgesel gelişmeler konusunda da fikir teatisinde bulunduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"İsrail yönetimi, ateşkes çağrılarına kulak tıkadığı gibi destekçilerine dahi meydan okumaktan geri durmuyor. Vicdan sahibi tüm kesimlerin çağrılarına rağmen, masum sivillerin son sığınağı olan Refah'ı acımasız şekilde hedef almaya devam ediyor. 15 bini çocuk, 35 bini aşan Filistinli masum sivilin katledilmesi karşısında Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum sesini artık daha gür çıkarmalıdır. Doğudan batıya, 'bu zulme ortak olmayalım' çağrısıyla her hafta meydanları dolduran tüm vicdanlı insanları bir kez daha saygıyla selamlıyoruz.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Filistin'in tam üyeliği konusunda aldığı karar, kalıcı çözümün anahtarının 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğüne haiz Filistin Devleti'nin tesisi olduğunu göstermiştir. Yunanistan'ın da kararı destekleyen 143 üye ülke arasında yer almasından memnuniyet duyduk. Filistinli kardeşlerimiz adına Sayın Başbakan'a teşekkürlerimi iletiyorum. Türkiye olarak İsrail'i ateşkese zorlamaya ve Filistin devletinin tanınırlığını artırmaya yönelik diplomatik temaslarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Komşumuz Yunanistan'ın da Gazze'de katliamların durması amacıyla yürütülen uluslararası çabalara destek olmasını bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl aralık ayındaki Atina ziyaretinde, Yunanistan ile Türkiye arasında çözülemeyecek büyüklükte bir sorun olmadığına dair inancını paylaştığını hatırlatarak, "Bu bir süreçtir. Daha fazla netice vermesi için titizlikle ilerletilmesi gerekir. Her görüşmemizde işbirliğimizin geleceğine dair ümitlerimiz daha da artıyor. Görüş ayrılıklarına rağmen diyalog kanallarımızı açık tutarak olumlu gündeme odaklanıyoruz." dedi.
"TÜRKİYE KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASINDA ÖRNEK ALINAN BİR ÜLKE"
Bir hususu açıklığa kavuşturmakta fayda gördüğünü dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin kültürel mirasın korunması noktasında örnek alınan bir ülke olduğunu vurguladı.
Erdoğan, "Kariye Camimizi, 2020 yılında aldığımız karar sonrasında titiz bir restorasyon çalışması sonucu yeniden ibadete ve ziyarete açtık. UNESCO Kültür Varlığı olan her bir eserin korunmasına, milletimizle birlikte tüm insanlığın istifadesine sunulmasına büyük önem veriyoruz. Kariye Camisi de yeni kimliğiyle herkesin ziyaretine açıktır. Biz pozitif gündeme bu minvalde somut ve yapıcı fikirlere yoğunlaşmakta kararlıyız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki istişarelerin ve imzalanan anlaşmaların başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ederek, "Sayın Miçotakis'i bu kez Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin müteakip toplantısını gerçekleştirmek üzere yeniden Ankara'ya bekliyorum." ifadelerini kullandı.
MİÇOTAKİS: POZİTİF İLİŞKİLER ÇOK OLUMLU BİR GÜNLÜK YAŞAMI GERÇEKLEŞTİRMEMİZE YARDIMCI OLUYOR
Miçotakis, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Bunun, 10 ay içerisinde yapılan dördüncü görüşme olduğunu belirten Miçotakis, "Bu görüşmelerin sayısı da şunu gösteriyor; iki komşu olarak aramızdaki anlayış ve ilişki ortamı devamlı daha olumlu bir şekilde gelişiyor. Bu pozitif ilişkiler çok olumlu bir günlük yaşamı gerçekleştirmemize yardımcı oluyor." ifadelerini kullandı.
Miçotakis, Atina'da düzenlenen 5. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) toplantısı ve imzalanan mutabakat zaptının ardından bu olumlu gelişmeleri devam ettirmeye kararlılıklarını gösterdiklerini dile getirdi.
Özellikle güven artırıcı önlemlerin ve diğer pozitif işbirliği gündeminin istikrarı sağlayacak önemli alanlar olduğunu kaydeden Miçotakis, bu yaklaşımın somut sonuçlar verdiğini söyledi.
Miçotakis, bu sonuçların "kazan-kazan" zemininde elde edildiğine işaret ederek, yatırımların arttığını, ekonomi ve yatırım alanlarında işbirliğinin gün geçtikçe geliştiğini ifade etti.
Türk-Yunan iş insanlarının martta önemli bir konseyde bir araya geldiğini belirten Miçotakis, bu konsey üyelerinin çalışmaları sayesinde ortaya konulan hedefi gerçekleştirmek konusunda kararlı olduklarının altını çizdi.
Başbakan Miçotakis, Yunanistan'ın, Türk vatandaşlarına 10 Ege adası için başlattığı ekspres vize uygulamasına değinerek, iki ülke halkının bundan faydalanmaya başladığını söyledi.
Söz konusu uygulamanın bu adaların "serbestçe" ziyaret edilmesini sağladığını aktaran Miçotakis, sürecin hızlı ve ekonomik alanda da çok önemli olduğunu vurguladı.
Miçotakis, halkların birbirleriyle bir araya gelmeleri ve birbirlerini tanımalarının da çok büyük önem arz ettiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile "düzensiz göç" meselesini de görüştüklerini kaydeden Miçotakis, "Ümitsiz insanların acısının istismarını yapan insan tacirlerini durdurmak için sarf ettiğimiz çabalar çok çok olumlu sonuçlar vermeye başladı. Türkiye, bu konuda çok kararlı bir şekilde ve çok pozitif katkıda bulundu." diye konuştu.
Başbakan Miçotakis, bu konuda Türkiye'nin Avrupa fonlarından yararlanabilmesi için çalıştıklarına da değindi.
Azınlıkların iki ülke arasında "beşeri bir dostluk köprüsü" rolünü üstlenebileceklerini söyleyen Miçotakis, azınlıkların iki ülkenin renkliliğine katkıda bulunduğunu, Trakya'da Hristiyan ve Müslüman nüfusun ahenk içinde bir arada yaşadıklarını dile getirdi.
Miçotakis, Lozan Anlaşması çerçevesinde azınlıkların dini bir azınlık olduğunu iddia ederek, Yunanistan'da "eşit vatandaşlık ilkesi" ışığında Müslüman vatandaşlara iyi davranıldığını savundu.
Müslüman azınlığın Yunanistan'ın sosyal ve kültürel hayatına katkısının çok büyük olduğuna işaret eden Miçotakis, "Ne yazık ki Türkiye'deki Hristiyan azınlığın sayısı ufalmıştır ancak burada da tabii ki dini özgürlük ve Hristiyan eserlerinin UNESCO anlaşmalarında ve şartlarında öngörüldüğü gibi koruma altına alınması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü açıklıkla ve samimiyetle dile getirdiğim gibi Sayın Cumhurbaşkanı, Kariye Camii'nin tekrar bir ibadet yeri olarak işlev görmesi bizim için üzüntü yaratan bir gelişme oldu. Bu olağanüstü mekanın bütün insanlığın bir eseri olduğuna, bütün insanlığa ait olduğuna inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Miçotakis, Başkan Erdoğan'la Ukrayna ve Orta Doğu'daki gelişmeleri görüşme fırsatını elde ettiklerini aktararak, hem Rusya'nın "despotik tavrını" hem de Orta Doğu'da gerçekleşen gelişmeleri reddettiklerini söyledi.
Türkiye ile Yunanistan arasında özellikle Orta Doğu konusunda bir görüş ayrılığı olduğu değerlendirmesini yapan Miçotakis, "İsrail'in bir terör sonunda verdiği kurbanlardan sonra Gazze bölgesine girmesi ve terör örgütü olarak kabul ettiğimiz Hamas'ı Türkiye'nin değişik bir yaklaşım ve nitelemeyle gördüğünü biliyoruz. Ancak bölgede akan kanın durdurulması konusunda ikimiz de hemfikiriz. Gazze'deki sivil insanların ve vatandaşların korunması gerektiği konusunda hemfikiriz. Refah'ta gerçekleştirilecek bir kara işgalinin ve hücumunun kabul edilmez bir hareket olacağı konusunda da hemfikir kaldık. Uluslararası camianın üyesi olarak bu konularda mutabık kaldık." diye konuştu.
Miçotakis, Kıbrıs meselesinde de tek çözüm yolunun diyalog olduğunu vurgulayarak, "Bu nedenle Holguin Cuellar'ın, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri (Antonio) Guterres'in Kıbrıs Şahsi Temsilcisi olarak görevlendirilmesine seviniyorum ve kendisine, BM kararları çerçevesinde, iki tarafın yapıcı müzakeresinden başlayan bir çözüm arayışı için zaman verilmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
YUNANİSTAN, TÜRKİYE'NİN AB ORTAKLIK SÜRECİNİ DESTEKLİYOR
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin Miçotakis, "Yunanistan, var olan zorluklara rağmen Türkiye'nin AB'ye ortaklık sürecine destek vermeye devam etmektedir, tabii ki Avrupa müktesebatına dahil olması ön koşuluyla." dedi.
Miçotakis, Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüş ayrılıklarına rağmen "kazan-kazan" zemininde bir işbirliğine açık olduklarını bu aşamada bile ispat ettiklerini kaydederek, iki ülkenin de sivil koruma konusunda işbirliğini daha da geliştirme konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.
İklim değişikliği ve deprem coğrafyası içerisinde yer alan iki ülke olmaları nedeniyle afet ve acil durum yönetimi konusunda da işbirliğine yöneldiklerini dile getiren Miçotakis, bunun çok mantıklı bir gelişme olduğunu belirtti.
Miçotakis, Yunanistan ve Türkiye dışişleri bakanlarının görüşmeleri sayesinde de çok olumlu adımlar atıldığını anımsatarak, son bir yıl içerisinde çok hızlı ve istikrarlı bir şekilde atılan bu adımlardan sonra NATO'nun 75. yıl dönümü dolayısıyla hem Washington hem New York'ta tekrar görüşme fırsatı elde edeceklerine inandığını dile getirdi.
Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin (YDİK) bir sonraki toplantısının Ankara'da bu yıl içerisinde gerçekleşeceğine inandıklarını belirten Miçotakis, bundan memnuniyet duyduklarını söyledi.
"HAMAS'A 'TERÖR ÖRGÜTÜ' DERSEK, BU ACIMASIZ BİR YAKLAŞIM OLUR"
Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in konuşmasının ardından Erdoğan, Miçotakis ile mutabık kalmadıkları önemli bir konu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ben Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmüyorum. Tam aksine Hamas, 1947'den itibaren toprakları işgal edilmiş ve bu toprakları işgalinden sonra da topraklarını koruma altına alan bir direniş örgütüdür. Bu direniş örgütü ne yazık ki İsrail'in acımasız 45 bini bulan şu andaki insan kaybına karşı oraları koruma mücadelesi veren bir direniş örgütü durumundadır. Bunu görmemiz lazım. Şu an itibarıyla 40 bini aşmış insanını kaybetmiş Hamas'a eğer 'terör örgütü' dersek, bu acımasız bir yaklaşım olur. Dolayısıyla ben, Hamas'ı bir terör örgütü olarak görmüyorum, tam aksine Hamas'ı kendi topraklarını ve kendi insanını korumanın mücadelesini veren insanlar olarak görüyorum.
Birleşmiş Milletler'de sizler de olumlu oy vermek suretiyle orada bu acımasızlığa katılmadınız, ortak olmadınız, bundan dolayı da sizlere teşekkür ediyorum. Ama şimdi orada bir terör örgütü olmadığını sizler de ortaya koydunuz. Ama burada 'terör örgütü' derseniz buna üzülürüz. Ben asla Hamas'ı terör örgütü olarak görmüyorum ve şu an itibarıyla adım adım Hamas'ı takip ediyorum. Ben inanıyorum ki belki burada yanlış yaklaşımınız olabilir, ben bu yaklaşımınıza asla katılmıyorum, katılamam ve bu haksızlık olur. Çünkü bunca Hamaslı öldürülüyor tüm Batı bunlara her türlü silah ve mühimmatla saldırıyor. Bütün bunlar karşısında 1947'den bugüne kadar topraklarından sürekli tecrit edilen, toprakları işgal edilen İsrail tarafından Hamas'a, eğer sizler terör örgütü derseniz buna üzülürüm."
Miçotakis'in "İsterseniz bu konuda mutabık kalmadığımız için aramızda mutabık kalalım. Ancak hemen bir ateşkes anlaşmasının imzalanması konusunda mutabık olduğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü Filistinli halk bu acımasız politikaların kurbanıdır." sözleri üzerine Erdoğan, "Bu, olabilir." diye konuştu.
kaynak:sabah