6px;">Dünyaca ünlü Japon bilim insanları, Türkiye'nin yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan ve 10 şehri yıkan Kahramanmaraş merkezli deprem ile ilgili çalışmalarını tamamladı.
'Asrın felaketi' olarak nitelendirilen depremler üzerinde bölgeyi mercek altına alan bilim insanları; yapı hasarları, zemin incelemesi, yapı dinamiği ve deprem davranışı gibi konularda saha araştırması yaptı.
EN BÜYÜK VE EN ŞİDDETLİ DEPREM
Aylar süren çalışmalardan sonra akademisyenler, ağır yıkımın hassas yapı ve yumuşak zemin kaynaklı olduğunu aktardı.
Son verileri de inceleyen bilim insanları, 6 Şubat depremlerinin Türkiye'deki en büyük ve en şiddetli depremler olduğunu vurguladı.
Uzman isimler; farklı fay hatlarında kırılmaların meydana geldiği, 9 saat arayla gerçekleşen 2 büyük depremin çok nadiren yaşandığına dikkat çekti.
HASSAS YAPI VE YUMUŞAK ZEMİN
Kagawa Üniversitesinden Prof. Dr. Yoshiyuki Kaneda, "Kahramanmaraş'ta yaşanan depremler, 9 saatlik bir zaman farkıyla meydana gelmesi nedeniyle son derece nadir bir depremdir.
Hassas yapılar ve yumuşak zemin, depremde çok büyük hasara neden oldu. 2016 yılında Japonya'da meydana gelen Kumamoto depremi iki gün gecikmeli olarak meydana geldi.
1854 Nankai Çukuru depreminde ise doğu ve batı yakası Filipin deniz levhalarının yaklaşık 32 saatlik bir zaman farkıyla birbirine geçmiştir." dedi.
AFET ÖNLEME EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİDİR
Prof. Dr. Kaneda, şöyle konuştu: Kuzey Anadolu Fayı boyunca özellikle Marmara depremi olmak üzere depremlere hazırlık yapılması gerekmektedir.
Bir depremin sismik şiddeti, zemin durumunun özelliklerine ve yapı etkileşiminin gücüne bağlıdır.
Marmara depremi, nüfusun yoğun olduğu İstanbul'a büyük zarar verme olasılığı nedeniyle dikkat edilmesi gereken bir depremdir. Afet önleme eğitimi çok önemlidir.
Türkiye'de afetten etkilenen insanların yanında olacağız ve gelecekteki deprem felaketlerinin neden olduğu zararı azaltmak için birlikte çalışacağız.
ÖNCELİĞİMİZ YAPILAR VE TATBİKAT OLDU
Prof. Dr. Kaneda, Japonya'daki büyük depremler nasıl az hasarla ayakta kalabildiğini ise şöyle özetledi: Japonya'da birçok deprem yaşamış biri olarak, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi dahil çeşitli hazırlıklar yaptık.
Örneğin, yapı standartlarına uygun yapıların inşa edilmesi, tahliye tatbikatları, tahliye merkezlerinin belirlenmesi, tsunami tahliye tatbikatları gibi çeşitli karşı tedbir ve tatbikatlar yapıyoruz.
ETKİSİ YILLARCA SÜREBİLİR
Tohoku Üniversitesi'nden Fumihiko Imamura, fay kırılmasından sonra depremlerin sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti: Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana gelen Erzincan depremi, batıya doğru göç eden bir dizi büyük depremin ilki olarak kabul edildi.
Art arda gelen büyük yıkıcı depremler çoğunlukla batıya doğru ilerledi. 1999 depremiyle İstanbul'a yaklaştı.
Artçı aktivite zamanla asalsa da şok süreleri bölgesel duruma bağlıdır.
Kuzey Anadolu Fayı boyunca domino taşı gibi ilerleyen depremler için 2023 depreminin etkisinin kabaca önümüzdeki on yıl boyunca süreceğini söyleyebiliriz.
DEPREMİN ÖLÇEĞİ DEĞİL SARSMA ŞİDDETİ
Kısa vadede bir dahaki sefere nerede, ne zaman ve nasıl bir deprem olacağını tahmin etmek mümkün değil.
Japonya'da sismik standartlar 1980'lerden itibaren revize edildi ve yeni standartlar haline geldi.
Sonuç olarak, depremin ölçeğinden ziyade depremin sarsma şiddetine karşı sismik direnç geliştirilmektedir.
Japon sismik yoğunluk ölçeğinde bile, 6 alt değerini aşarsa hasar meydana gelir.
Türkiye'nin son yaşadığı deprem, Japon standartlarına göre bile tahribat oluştururdu.
kaynak:sabah