Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’nin Cumhuriyetin 100. Yılı münasebetiyle tertip ettiği ve Selçuklu Belediyesi’nin “Fikrin Varsa Adres Belli” projesi kapsamında desteklediği kültürel etkinliklerinin üçüncüsünde bu hafta “Cumhuriyetin 100. Yılında Modern Tarihimiz” konuşuldu. Prof. Dr. Bekir Biçer, Prof. Dr. Ferudun Ata ve Doç. Dr. Yakup Kaya’nın katıldığı panel Tantavi Kültür Sanat Merkezinde yapıldı.
TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Karakuş’un hazırlayıp sunduğu panelde selamlama konuşmasını yapan TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu “Yazarlar Birliği, Konya'nın kültürüne, sanatına, edebiyatına katkı yapmaya güzellikler sunmaya devam ediyor, şehrin ruhuna iyi şeyler üflüyor. Şaşaadan, gürültüden, patırtıdan, kavgadan, aşırı reklamdan, şımartılmış ve köpürtülmüş çalışmalardan uzak, karınca kararınca yürümeye devam ediyor. Biz Yazarlar Birliği Yönetimi, üyeleri, katılan hocaları olarak bir şeyi biliyoruz; bu şehir kadim bir şehir, bu şehrin geleceğine bugünden yarına iyi şeyler söylemek lazım, bildiğimiz güzellikleri aktarmak lazım ve yeni nesiller bunları görüp duyması lazım diyoruz. İyi ki Yazarlar Birliğinin bugünkü Cumhuriyetin 100 Yılında Modern Tarihimiz programına geldiniz. Hoş geldiniz, hoşluğa geldiniz, hoşluklar getirdiniz, saygılar sunuyorum.” dedi
Programın ilk konuşmacısı Prof. Dr. Biçer “Bu coğrafya bizim, bu topraklar bizim, bunu coğrafyanın tartışması için söylemiyorum ama bazı sorunları yeni baştan gözden geçirip bunları daha rasyonel bir temelde değerlendirip bu coğrafyada yaşamayı öğreneceğiz. Yoksa başımız sürekli belaya girecek. 20 yüzyılın ilk çeyreğini bitirdik, yükseliş döneminin haritasıyla Cumhuriyet döneminin haritasını yan yana koyup modern dönemde yaşayan öğrenciye bu coğrafyada bu toplumla barışıp yaşamayı öğretmek yerine hala Osmanlı konuşmak bana çok mantıksız geliyor. Aynı cümleyi defalarca söylüyorum. Daha gerçekçi, daha rasyonel olarak yakın tarihle barışmamız gerekiyor.” dedi.
Prof. Dr. Ata “1918 yılında Kasım ayında itibaren bir Osmanlı Devleti fiilen yoktu, resmen varlığının da bir hükmü ve önemi kalmamıştır. Lozan'la ilgili tartışmalar yaşanırken elbette aklımızda bir takım soru işaretleri vardı. Ben bu tartışmalara teorik ve akademik bir zeminde cevap vereceğim. Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmak suretiyle bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmıştır. Uluslararası hukuka göre anlaşma dediğimiz zaman genellikle arasındaki hak ve görevleri belirleyen, mevcut durumu değiştiren veya kaldıran yazılı anlaşmalardır. Tabii devletler arasında ki bu anlaşmalar bu imzalar birinci derecede öneme sahiptir. Belli bir şartı taşıması gerekmektedir, o da şudur; anlaşmayı yapan devletlerin muhakkak hür ve müstakil olması gerekir. Lozan Diplomasi alanından mümkün olanın yapılabildiğinin bir sonucudur. Altını çiziyorum, istenilen ve arzu edilenin gerçekleştiği ve yeni devletin güvenliği ve bütünlüğü için gerekli olanın elde edildiği bir sonuç belgesi değildir. Yani istemiş olduğumuz Arzu ettiğimiz ile gerçekleşen aynı şey değildir. Yapılan diplomatik bir başarı idi ancak bu arzu ettiğimiz bir şey değildi” dedi.
Doç Dr. Kaya “Türkiye'deki Tarih öğretimi ve metodolojisinin cumhuriyetin kuruluşundan sonra nasıl şekillendiği üzerine bilgi vermeye çalışacağım. Türk tarih yazarı olarak bildiğimiz 1930'lu yıllara damgasını vuran ve erken Cumhuriyet devrinde Atatürk'ün sağlığında bir inkılap önderi olarak bir Devlet kurucusu olarak bir rejim önderi olarak bizzat Atatürk'ün başkanlık ettiği kurullar toplanarak uzun uzadıya Türk tarihi ile ilgili etütler yapmışlar ve bir Türk tarihçesi ortaya çıkarmışlar. Hasan Bülent Kahraman’ın Türkiye'nin Türkiye'ye siyasetinin yapısal analizini okurken güzel bir tespitine rast geldim, şöyle diyor; Tam bir Kopuş ve tam bir devam süreklilik şeklinde söyleyemeyiz ama Kopuş içerisinde süreklilik ve süreklilik içerisinde kopuşun yaşandığı hadiseler, durumlar vardır” dedi.
Programın sonunda konuşmacılara katılım beratlarını TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, TYB Konya Şube Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Çaycı ve Doç. Dr. Ahmet Akman, Prof. Dr. Kemal Kahramanoğlu takdim etti.