Advert
https://www.konyahaberci.com/files/uploads/user/f84d465177e84bb4e756a8319443cdcb-17d3cc94ff972aa2fe78.png
Abdullah YAĞCI

İstanbul Merkezli Marmara Depremi!

09-11-2023 08:53

6 Şubatta 16 milyon insanımızın yaşadığı 10 ilimizde yıkımlara sebep olan yaklaşık 500 atom bombası enerjisine sahip Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 ve Elbistan İlçesi merkezli 7.6'lık iki depremde yaklaşık 55 bin kişi hayatını kaybetti,100 binden fazla insanımız yaralandı. Bazıları neredeyse haritadan silinen yerleşim yerlerinde on binlerce bina yıkılıp yüz binlercesi hasar gördü.10 ilde yaşayan 16 milyon insanımızın etkilendim Kahramanmaraş merkezli depremin bir benzerinin, gündüz 20 milyondan aşağı düşmeyen İstanbul'da yaratacağı sonuçların ne kadar büyük olacağını gösteriyor.

KAHRAMANMARAŞ, İSTANBUL’UN PROVASI

Beklenen İstanbul depremi âdeta yaratacağı yıkım, yol açacağı ekonomik ve sosyal sonuçlar itibarıyla Kahramanmaraş'taki kayıplarımızın üzerine çıkacak. Yani Kahramanmaraş depremi âdeta İstanbul depremini bir provası niteliğinde.7.5 ve üzeri şiddetli bir deprem senaryosunda çok ağır ve ağır hasar alması beklenen daire sayısının 200 bin adedin üzerinde olması, her birinde ortalama 4 kişinin yaşadığı dairelere yaşanacak can kaybı hakkında bilgi veriyordur sanırım.

İSTANBUL'DA 500 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM

İstanbul'da yaklaşık her 500 yılda bir büyük deprem oluyor. En son 1509'da 7.2 büyüklüğünde olan deprem yarattığı ağır hasar sebebiyle halk arasında "Kıyamet-i Suğra" (Küçük Kıyamet) olarak adlandırılmıştı, bu deprem son 500 yıl içinde Marmara bölgesinde gerçekleşmiş olan en büyük ve en yıkıcı depremlerden birisi olarak kayıtlara geçti.

DEPREM SONRASI YAŞANACAKLAR

Bilindiği üzere 16 milyonluk İstanbul’da 2 milyon İstanbullu var, kalan nüfusu ise Karadeniz, doğu ve güneydoğu, iç Anadolu ve yurdun her bölgesinden insanımız oluşturuyor. Kahramanmaraş depreminde bizzat sahada olan biri olarak gördüğüm manzara şuydu, depremden sağ kurtulanlar farklı illere gitmek üzere bölgeyi terkediyorlardı,kimisi farklı illerdeki akrabasına, kimisi arkadaşına ,kimisi yazlık olarak kullandığı evine gitti. Biz Arama kurtarma ekipleri olarak bölgeye girmeye çalışırken bölgeden çıkmaya çalışıyordu, bu ciddi anlamda yoğunluğa sebep olmuştu ve bu geniş bir alanda bile sorun yaratırken İstanbul depreminde bu durum kaosa sebep olacaktır. İstanbul depremi olduktan sonra aynı şekilde depremden sağ olarak kurtulan insanlar hızla bölgeyi terk etmeye çalışacak ve bu durum normal zamanda bile trafiğin kilitlendiği İstanbul'da büyük bir kaosa sebep olacaktır. Ve bu yaşananlar arama kurtarma ekiplerinin şehre girmesine ciddi anlamda zorluğa sebep olacaktır.

Şunu da unutmayalım hep İstanbul depremi diyoruz ama bu beklediğimiz deprem İstanbul merkezli bir Marmara depremi olacak. Dolayısıyla yine Kahramanmaraş merkezli depremde olduğu gibi 10 'a yakın ili ve 25 milyona yakın insanımızı etkileyecektir.

NASIL ÖNLEMLER ALINABİLİR?

Neler yapılabilir kısmını 3'e ayırmak gerekiyor;

1-)Devletin yapacakları

Devletimiz kentsel dönüşümler konusunda daha hızlı hareket ederek eski ve zayıf binaların dönüşümlerini hızlandırmalı, arama kurtarma alanında çalışan STK’larla iletişimini ve koordinesini daha güçlü hale getirmeli, ve vatandaşların bilinçlenmeleri hususunda gerekli bilgileri basın yayın organlarıyla duyurmalı, Konferanslar düzenleyerek vatandaşları bilinçli hale getirmeli. Afetler konusunda çatı kuruluş olan AFAD aracılığıyla eğitimleri hızlandırarak Arama kurtarma gönüllüsü sayısını arttırmalıdır. Her mahallede gönüllü Arama kurtarma timleri oluşturmalı ve bu ekiplerin kullanacağı ekipman ve teçhizatları hazır bulundurmalıdır, bu ekiplerin sürekli hazır halde tutulmasının denetimi ve malzemelerin muhafazası mahalle muhtarlarının kontrolüne verilmelidir. Zira 6 Şubat depreminde şunu gördük ekipler ulaşana kadar ilk kurtarma çalışmasını bölgede yaşayan VATANDAŞLAR yapmıştır. Olası İstanbul depreminde yaşanacak trafik kaosu ,dar sokaklar ve enkazların yolları kapatması nedeniyle ekiplerin geç ulaşması yada ulaşamaması durumlarını göz önünde bulundurduğumuzda bu GÖNÜLLÜ MAHALLE ARAMA KURTARMA TİMLERİNE çok iş düşecektir.

2-)Sivil toplum kuruluşlarının yapacakları (özellikle Arama kurtarma alanında çalışanların)

STK’larımız afetlerde hiç şüphesiz devletimizin yükünü fazlasıyla alıp görevlerini başarıyla yerine getirmiştir.

STK’lar süratle daha fazla arama kurtarma gönüllüsü yetiştirmeli, vatandaşların deprem konusunda bilinçli olması adına gerekli konferans seminer toplantılar düzenlemelidir.

3-)Vatandaşların yapacakları

Vatandaşlarımızda kendilerini ve ailelerinin bilinçlenmesi için devletimizin ve stk'larımızın düzenlediği eğitim ve konferanslara katılmalıdır.

En basit uygulanacak olan ÇÖK KAPAN TUTUN hareketini öğrenmeli ve deprem anında uygulamalıdır.

Afetlerde İLK 72 saatlik kriz anında hayatımızı idame ettirmemize yarayacak DEPREM ÇANTASI hazırlanmalıdır. Maalesef deprem ülkesi olmamıza rağmen daha yakın zamanda yüzyılın büyük depremini yaşamış olmamıza rağmen hala maalesef bir çok kişinin deprem çantası yok, şuan yazıyı okuyan siz okurumuzun da maalesef hazırlanmış bir deprem çantası halen yok...Deprem coğrafyasında yaşadığımızı unutmayalım, afetlere hazır olalım, Afetsiz günler dilerim Selam ve dua ile...

Neler Söylendi?
Reklamı Geç
Advert