Advert
https://konyahaberci.com/files/uploads/user/f84d465177e84bb4e756a8319443cdcb-17d3cc94ff972aa2fe78.png
Abdullah YAĞCI

Kısasta Hayat Vardır!

02-02-2024 08:46

Kısasta Hayat Vardır!
       Kıymetli okurlar yine kan donduran bir cinayet haberiyle sarsıldık. İzmir Gaziemir’de sabaha karşı evine dönen taksici soğukta kalmasın diye aldığı müşterinin zalimce cinayetiyle hayatını kaybetti. Araç kamerasına yansıyan görüntülerde taksicinin mesaisini bitirip evine gitmek üzereyken ,soğukta kalmasın diye aldığı bir müşteriyle aralarında geçen sohbet yer alıyor, “Araba arızalı eve gidiyordum ama hava soğuk yazık değil mi? insanları yolda bırakmak olmaz !“ diyen taksici ücreti isteyince saldırgan silaha sarılıyor ve üşümesin diye taksi ’ye aldığı müşteri taksiciye dehşeti yaşatıyor. Taksici ’ye sırtından 3 el ateş ettikten sonra aracın içindeki paraları gasp eden saldırgan taksiciye “bazı insanlara güvenmeyeceksin ”diyerek adeta öldürdüğü güven duygusuna bir kurşun daha sıkıyor! İzmir’de yaşanan bu vahşice cinayet sadece iyi niyetli abimizi öldürmedi insanların güven duygusunu ve merhametini de öldürdü! 
       Bakara Suresi 179. Ayette Rabbimiz şöyle buyurur “Adil karşılık kuralı olan kısasta, sizin için hayat vardır. Çünkü böylece takvayı bulur Allah'ın kitabına göre hareket etmiş olursunuz. Ey akıl ve vicdan sahipleri, kısas cezasının uygulanmasının gayesi hepiniz için, toplum için güvenli bir hayat teminidir.” Cezaların caydırıcı olmaması bu tarz olayları tetikliyor. Canice işlenen cinayetlere İDAM CEZASI mutlaka getirilmelidir! Rabbimiz toplum için güvenliğin çözümünü yüce kitabımızda bizlere bildirmiştir, Devletimizden beklentimiz bellidir! Bu olay yine şu kıssayı hatırlattı bana… Yolculuğunda devesi çalınan bir çöl insanının ibretlik hikâyesini istifadenize sunuyorum. 
        Sıcak bir yaz günüydü. Devesinin üzerine binmiş, ıssız çöllerde yolculuk yapmakta olan bir bedevi, yorulunca biraz oturup dinlenmeye karar verdi. Uzaktan güçlükle yürüyen, dudakları susuzluktan kurumuş bir adam yanına çıka geldi. Adam bedeviyi görünce hemen: “Su!..” dedi. Çok yorulmuş ve çok susuz kalmış olacak ki adam acele edercesine: “Ne olur biraz su!..” dedi. Susuzluktan mecali kalmayan, hararetten dudakları çatlamış adam, hal ve tavırlarıyla durumun ciddiyetini göstermek istercesine davranışlar sergilemeye başladı. Kendisine acındırarak, vaziyetinin kötü olduğunu anlatmaya çalıştı ve zor hareket eden diliyle tekrar şöyle söylendi: “Uzun süredir yollardayım; çok ama çok susadım. Ne olur biraz su!..” Bedevi, adamın haline baktı ve acıdı. Çölde yolculuk esnasında kendisinin de en büyük ihtiyacı olan su kabını derhal devesinden alıp o adama uzattı. Adam suyu içince gözü açıldı, dinçleşip kendine geldi. Fakat tam o sırada, beklenmedik bir harekette bulundu. Birden, âni bir hareketle bedeviyi itti ve yere düşürdü. Sonrada devenin üzerine atlayıp kaçmaya başladı.
         Bedevi neye uğradığını şaşırmıştı. Bu adamın yaptığına ne demeliydi? İyilik yaptığı adamdan kötülük görmüştü. Telaş ve heyecan içerisinde, şaşkın bir vaziyette donup kaldı. Ne yapacağını bilemedi? Hırsızın arkasından hayretle ve şaşırmış bir vaziyette bakarken birden aklına hırsızın peşini takip etme düşüncesi geldi. Adamın peşinden koşmaya başladı. Fakat ne çare? Hırsız deveyi koşturarak uzaklaşıp gitmişti. Aralarındaki mesafe bir hayli açılmıştı. Hava da çok sıcaktı. Ona yetişmesi mümkün değildi. Bedevi, ona ulaşmaktan ümidini kesince arkasından şöyle seslenmeye başladı: “Dur!.. Bir dakika dur!..” Bir çift sözüm var sana!..”Adam bedevinin sesini işitiyordu. Fakat hiç aldırış etmiyordu. Üstelik deveyi daha süratlendirerek yoluna devam ediyordu.
KİMSELERE ANLATMA!
      Çaresiz kalan bedevi, adamın arkasından hem koşturuyor hem de sesleniyordu:
“Ey hırsız, tamam!.. Deveyi al git, ama sakın bu olayı kimselere anlatma!..”
Hırsız bir an duraksar gibi oldu. Çünkü bedevinin bu isteği tuhafına gitmişti. Kendi kendine “Acaba yanlış mı duyuyorum?” dedi. Kulağına gelen sesi iyice dinledi. Ses ve söz aynıydı:
“Ey hırsız!.. Tamam!.. Deveyi al git, ama sakın bu olayı kimselere anlatma!..”
Bu ne demekti? Bedevi niçin “Kimselere anlatma!” diye sesleniyordu?
Bu isteği tuhaf bulan hırsız, devenin süratini kesti. Hafif durur gibi yaptı: Bedevinin kendisine sesini duyacak kadar yaklaştığını görünce ona:
– Niçin kimseye anlatmayayım? diye sordu.
Bedevi ona insanlık adına bir ders vermek isteyerek şöyle dedi:
“– Eğer sen bu hadiseyi insanlara anlatırsan, bu yaptığın yanlış hareket her yere yayılır. İnsanlarda iyilik yapma, yardım etme duyguları körelir.
Kalplerdeki şefkat ve merhamet hislerinin zayıflamasına, hatta yok olmasına sebep olur. O zaman insanlar bir daha muhtaç, garip, yolda kalmış kimselere yardım etmez hale gelir. Issız çöllerde yolculuk yaparken ihtiyaç içinde susuzluktan kıvranan bir yolcu görseler hiç İlgilenmezler. Görmemezlikten gelirler. Bu ise insanlık adına büyük bir kötülük, hatta düşmanlıktır.
KÖTÜLÜĞÜ İFŞA ETME!
Bu sebep; “Sakın kimselere anlatma!.. Kötülüğü ifşa etme!.. İnsanlar arasında yayma!..”
İnsanlardaki mürüvvet ve yardımseverlik duygularını öldürmüş olma. İnsanoğlunun hata ve kusurları, kötü davranışları ifşa etmesi, toplum içerisinde yayması, hem kendisi hem de toplum açısından telafisi mümkün olmayan zararlara yol açar…
Selam ve dua ile…

Neler Söylendi?