GELECEĞE YATIRIM: ADALET
Bu güzel ülkenin geleceğini yok eden çok önemli bir unsur var. Bu konu adaletsizliktir. Adalet kelime anlamı olarak hak ve hukuka uygunluk; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk anlamına gelir. İnsanlar arasında hak ve hukuk yerinde olursa orada bozgunculuk olmaz. Kendi devletinizde, şehrinizde ve ailenizde adalet hâkim olursa orada güven istikrar ve huzur tam olur. Ama adalet mekanizması bozuk olursa orada anarşi terör ve bozgunculuk olur. Peki, gerçek bir müminin olduğu yerde adaletsizlik olur mu? Bunu kendimize sormamız lazım.Adaleti sağlamak özellikle Müslümanların görevidir dersek karşımıza ne çıkar acaba. Peki, bizim tüm yöneticilerimiz adaleti sağlayabiliyor mu acaba? Bu konuda rabbimiz bir ayeti kerimede şöyle buyurur:’’ Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor.’’( Nahl-90) bu ayeti aslında tüm camilerimizden her hafta dinliyoruz. Ancak anlamını hala idrak edemedik. Yıllarca bu ayeti kerimeler kulaklarımıza değiyor ama kalbimize inmiyor.
Bu gün gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada yaşanan sıkıntıların başında adaletsizlik geliyor. Fakat bu adaletsizlikle mücadele etmiyoruz. Sebebi çok basit, koltuk sahibi olan yönetici, amir, başkan, herkimse rahatı yerindeyse çevresini, yakınlarını, rahat yaşatıyorsa sıkıntı yok. Öbür tarafta gariban zor geçinen ailesini geçindirmeyi başaramayan kişilere gelince, onlar, kendi başının çaresine baksın. Çünkü onların bir üst düzeyde tanıdığı kimse yok ne yaparsa yapsın. Adaletse herkes için adalet olmalıdır. Adalet sana, bana, bize, onlara göre değişmez. Ancak özellikle son zamanlarda Müslümanların dünya malına tamahı, aç gözlülüğü, hepsi benim olsun mantığı bu adalet olgusunu da bitirmiştir. İslam’ın öngördüğü adalet anlayışı yüce Allahın bizlere verdiği malı mülkü kardeşler arasında eşit paylaşmak olmalı iken, günümüzde Müslümanlar gemisini kurtaran kaptan edası ile mal ve mülk toplama derdine düşmüştür. Gelir dağılımında ki adaletsizlik mesela, kimisi asgari ücret alır, kimisi biriktirdiği malları nereye koyacağını şaşırır. Kimisi ömründe bisikleti zor alır, kimisi son model arabalardan aşağıya inmez, kimisi normal bir evde oturur, kimisi şatolarda. Diyeceksiniz ki İslam da mülkiyet hakkı yok mudur? Tabi ki vardır. Ancak bizlere verilen her şey emanettir. Gerçek sahibi Allah’tır. Onun için Bizler paylaşımcı olmalıyız.
Hepimiz için örnek olan Hz. Ömer’in adaletini konuşuyoruz, çok beğeniyoruz, ancak bunu yaşamıyoruz uygulamıyoruz. Dünya malını istemeyen, kendisine bir hediye, ya da bir dünya malı geldiğinde hemen onu dağıtan bir peygamberin ümmetiyiz. Uykudan uyandığında hasırın izi geçmişti âlemlerin efendisinin sırtına. Hz. Ömer’in gözünden yaşlar inmeye başladı, soruyordu âlemlerin efendisi ne oldu Ömer neden ağlıyorsun? Hz. Ömer ya Resulallah;Bizansınkisranın saraylarında sultanlar çok rahat yaşarlarken, sen âlemlerin efendisi iken bu halde olmana üzüldüm ,deyince ne demişti efendimiz: ‘’İstemez misin ya Ömer dünya onların olsun ahiret bizim’’bu anlayışta olan bir nebinin ümmeti şimdi ne hallerde. Dünya malı şimdilerde çok değer kazanıyor. Bazı arsaların değeri on katladı şimdiden, hemen alalım, çocuk çocuğa daireler arsalar kalsın. Bunların uğraşı sardı hepimizi, arsaların, gayrimenkullerin, altınların, bitcoinlerin değerleri artarken insanlığımızın değeri düşüyor. Ahiret’e hazırlanan, ahiret yatırımı yapan kimseler yok. Çocuklarımızın manevi geleceği yok, hepsini tükettik. Onlara ev araba bırakacağımıza adaletli olmayı, İslam’ın güzelliklerini, ahlakı, edebi, maneviyatı miras olarak bıraksak iyi olmaz mı? Ümmetler, devletler ve milletler adalet ile ayakta kalır. Biz Müslümanların dünyada ve ülkemizde adalet mekanizmanı, düzenlemesi ve ayakta tutması gerekir. Bu boynumuzu borcudur. Eğer bizler adaletli bir devlet- millet olursak manevi kapılar sonuna kadar açılacak ülkemiz daha güzel günler görecektir. Rabbim bizleri adaletle yaşayanlardan eylesin. amin
