Geri Kalmışlığın sebepleri araştırılırken sevgili bizimkiler suçu fıkha yüklüyorlar. İyi bir günah keçisi bulmuşlardı. 'Vur abalıya' modası gereği olarak fıkha ve fıkıhçılara gelen vurdu giden vurdu. Gariban fıkıh bunların hepsine tahammül etti. Öyle ya! Yoksa 'vur abalıya' ilkesini fıkha da uyguluyor ama farkında mı değilsiniz! Yoksa bir fıkıhçının normal olarak olabilecek 'yanlış' değerlendirmesini genelleme mi yaptınız! İslam'ın görkemli yıllarında topluma hâkim olan kültür aynı fıkıh değil miydi?
Suçlu başkası iken gücünüz fıkha/fıkıhçıya mı yetiyor! Kendi suçunuzu örtbas etmek için fıkhı/fıkıhçıyı mı dövüyorsunuz! Oryantalistlerin üfürük etkisi ile konuşuyor olmayasınız? Ne dersiniz? Gelin bir de bu ince yabanî üflemeyi müzakere edin.
Sokak KÖPEKLERİ meselesi: Hayvan hakları savunucuları ve dahi milletvekilleri dahil, kimi çevreler çok ağır tenkitlerde bulundular. İçimden şöyle arzu ettim: Keşke bu 'HASSAS' çevreler bir de AVLANMA konusunda hassasiyet gösterseler de hayvanlar arasında AYIRIMCILIK yapmasalar.
Malumdur ki avcılık zamanımızda 'HASTALIK' sadizm haline dönüşmüştür. Yaban hayatına yazık oluyor. Yasak konup hiç değilse yıl aşırı veya 2 yılda bir müsaade edilmeli. Dua ve selam ile.
